Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
İngilizce konuşma ve İngilizce yazma dilinde en temel ve sık kullanılan cümle kurulumu “subject – verb – object” (özne – fiil – nesne) şeklindedir. Bu yapıda kurulan İngilizce cümlelerde eylemin gerçekleştiği zamanı size verb (fiil) belirtir.
Genel kanının aksine İngilizcede yalnızca iki zaman vardır: “past” (geçmiş) ve “present” (şimdiki zaman). Elbette İngilizcede de diğer dillerde olduğu gibi gelecek zaman söz konusudur, ancak İngilizce dilbilimcileri genellikle gelecek zamanı bir tense olarak değerlendirmezler. Bunun nedeni ise İngilizcede gelecek hakkında konuşmanın yapısal olarak gramerden ziyade, “next month” ve “tomorrow” gibi durumlara bağlı bir olgu olmasıdır.
İngilizcede “Present Tense”in dört farklı formu mevcuttur:
Present Simple (Geniş Zaman): I play (oynarım)
Present Continuous (Şimdiki Zaman): I am playing (oynuyorum)
Present Perfect (Yakın Geçmiş Zaman): I have played (oynadım)
Present Perfect Continuous (Sürekli Bitmiş Zaman): I have been playing (oynuyordum)
Bu konseptlerin cümle içindeki kullanımı da şu şekildedir:
“He plays tennis” (O tenis oynar)
“He is playing tennis” (O tenis oynuyor)
“He has played tennis for one year” (O bir sene boyunca tenis oynadı)
“He has been playing tennis for one year” (O bir yıldır tenis oynuyor)
Bu zaman formları aynı zamanda gelecek zaman için de kullanılır, fakat bunun için cümleye bir de yer/durum belirten bir İngilizce kelime de eklemek gerekir:
“His flight departs at 8 am this evening” (Onun uçağı bu akşam saat 8’de kalkıyor)
“I’ll let you know when I get to the airport” (Hava alanına vardığımda sana haber veririm)
“She is going out tonight” (O bu akşam dışarı çıkıyor)
“Meet me in the cafe after you have finished studying” (Ders çalışman bitince benimle kafede buluş)
“You’ll need a rest after you have been playing rugby again” (Tekrar ragbi oynamaya başladıktan sonra dinlenmeye ihtiyacın olacak)
Bunlara ek olarak, daha önce bahsettiğimiz gibi Present Tense; hikaye anlatımı ve benzeri birkaç durumda geçmiş zamanda yaşanan olayları anlatırken de kullanılır.
Örnek: I look at her and say; “Where are you going?”
Bu örnekte gördüğümüz gibi hikaye geçmiş zamanda yaşanmış da olsa anlatımda Present Tense (şimdiki zaman) kullanılarak hikayenin sanki şu anda yaşandığı izlenimi verilir. Bu, İngilizcede sıkça kullanılan bir yöntemdir.
Present Tense gibi İngilizcede “Past Tense”in de dört formu mevcuttur:
Past Simple (Basit Geçmiş Zaman): I played (oynadım)
Past Continuous (Sürekli Geçmiş Zaman): I was playing (oynuyordum)
Past Perfect (miş’li Geçmiş Zaman): I had played (oynamıştım)
Past Perfect Continuous (Sürekli Geçmişte Bitmiş Zaman): I had been playing (oynardım)
Bu konseptlerin cümle içindeki kullanımı da şu şekildedir:
“I played tennis” (Tenis oynadım)
“I was playing tennis” (Tenis oynuyordum)
“I had played tennis for one year” (Bir yıl tenis oynamıştım)
“I had been playing tennis for one year” (Bir yıl boyunca tenis oynadım)
Past Tense’in varsayımsal ve hayali bir olaydan bahseden cümlelerdeki kullanımına şu örneği verebiliriz:
“What will happen if we got lost?” (Kaybolursak ne olacak?) – Burada dikkat edilmesi gereken, cümlenin, aldığı “got” edatı sayesinde Past Tense’e dönüşmesidir. Bu hususta yapısal olarak Türkçeyle karşılaştırılmaması gerekir.
İngilizcede arzu ve dilek bildiren cümlelerde de Past Tense kullanılır.
Örnek: I wish I had remembered my camera. – Bu cümlede birinin kamerasını unuttuğunu ve “keşke unutmasaydım” dediğini görüyoruz.
İngilizcede Past Tense’in bir diğer kullanım alanı da şart ve koşul belirten cümlelerdir.
Örnek 1: You could pass the test if you studied harder! – Eğer daha sıkı çalışsaydın sınavı geçebilirdin!
Örnek 2: We would win if my brother was playing too. – Kardeşim de oynuyor olsaydı kazanabilirdik.
Kibarca soracağınız sorular ve yapacağınız isteklerde de Past Tense’i kullanabilirsiniz.
Örnek: Excuse me, I was wondering if you could help me. – Bu cümleye Türkçede bir karşılık bulmamız gerekirse “Pardon, merak ediyordum da acaba bana yardımcı olabilir miydiniz?” örneği uygun olacaktır.
Örnek 1: I am going to play football tomorrow.
Örnek 2: I will play football tomorrow.
Örnek 3: I’m playing football tomorrow.
Tarih: 2020-12-30 17:10:27 Kategori: Yabancı Dil
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
İngilizce Zamanlar (Tense) Bilgileri Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Genel kanının aksine İngilizcede yalnızca iki zaman vardır: “past” (geçmiş) ve “present” (şimdiki zaman). Elbette İngilizcede de diğer dillerde olduğu gibi gelecek zaman söz konusudur, ancak İngilizce dilbilimcileri genellikle gelecek zamanı bir tense olarak değerlendirmezler. Bunun nedeni ise İngilizcede gelecek hakkında konuşmanın yapısal olarak gramerden ziyade, “next month” ve “tomorrow” gibi durumlara bağlı bir olgu olmasıdır.
Present Tense
İngilizce zamanlar arasından ilk inceleyeceğimiz “Present Tense”, şimdiki zaman ve gelecek hakkında konuşurken kullanılır. Present Tense aynı zamanda hikaye anlatma ve benzeri bir kaç durumda daha geçmiş zamandan bahsetmek için de kullanılır, ancak şu anda bunun detayına inerek kafanızı karıştırmanın manası yok. Buna daha sonra ayrıca değineceğiz.İngilizcede “Present Tense”in dört farklı formu mevcuttur:
Present Simple (Geniş Zaman): I play (oynarım)
Present Continuous (Şimdiki Zaman): I am playing (oynuyorum)
Present Perfect (Yakın Geçmiş Zaman): I have played (oynadım)
Present Perfect Continuous (Sürekli Bitmiş Zaman): I have been playing (oynuyordum)
Bu konseptlerin cümle içindeki kullanımı da şu şekildedir:
“He plays tennis” (O tenis oynar)
“He is playing tennis” (O tenis oynuyor)
“He has played tennis for one year” (O bir sene boyunca tenis oynadı)
“He has been playing tennis for one year” (O bir yıldır tenis oynuyor)
Bu zaman formları aynı zamanda gelecek zaman için de kullanılır, fakat bunun için cümleye bir de yer/durum belirten bir İngilizce kelime de eklemek gerekir:
“His flight departs at 8 am this evening” (Onun uçağı bu akşam saat 8’de kalkıyor)
“I’ll let you know when I get to the airport” (Hava alanına vardığımda sana haber veririm)
“She is going out tonight” (O bu akşam dışarı çıkıyor)
“Meet me in the cafe after you have finished studying” (Ders çalışman bitince benimle kafede buluş)
“You’ll need a rest after you have been playing rugby again” (Tekrar ragbi oynamaya başladıktan sonra dinlenmeye ihtiyacın olacak)
Bunlara ek olarak, daha önce bahsettiğimiz gibi Present Tense; hikaye anlatımı ve benzeri birkaç durumda geçmiş zamanda yaşanan olayları anlatırken de kullanılır.
Örnek: I look at her and say; “Where are you going?”
Bu örnekte gördüğümüz gibi hikaye geçmiş zamanda yaşanmış da olsa anlatımda Present Tense (şimdiki zaman) kullanılarak hikayenin sanki şu anda yaşandığı izlenimi verilir. Bu, İngilizcede sıkça kullanılan bir yöntemdir.
Past Tense
İngilizcede“Past Tense” (geçmiş zaman), geçmişte yaşanıp bitmiş veya geçmişte yaşanmış veya gelecekte yaşanabilecek olan gerçek olmayan varsayımsal ve hayali durumlardan bahsederken kullanılır. Buna ek olarak Past Tense, tıpkı Türkçedeki gibi kibarca kurulan cümlelerde de kullanılır (Ben birine bakmıştım, müsaitseniz size bivrşey soracaktım v.b.).Present Tense gibi İngilizcede “Past Tense”in de dört formu mevcuttur:
Past Simple (Basit Geçmiş Zaman): I played (oynadım)
Past Continuous (Sürekli Geçmiş Zaman): I was playing (oynuyordum)
Past Perfect (miş’li Geçmiş Zaman): I had played (oynamıştım)
Past Perfect Continuous (Sürekli Geçmişte Bitmiş Zaman): I had been playing (oynardım)
Bu konseptlerin cümle içindeki kullanımı da şu şekildedir:
“I played tennis” (Tenis oynadım)
“I was playing tennis” (Tenis oynuyordum)
“I had played tennis for one year” (Bir yıl tenis oynamıştım)
“I had been playing tennis for one year” (Bir yıl boyunca tenis oynadım)
Past Tense’in varsayımsal ve hayali bir olaydan bahseden cümlelerdeki kullanımına şu örneği verebiliriz:
“What will happen if we got lost?” (Kaybolursak ne olacak?) – Burada dikkat edilmesi gereken, cümlenin, aldığı “got” edatı sayesinde Past Tense’e dönüşmesidir. Bu hususta yapısal olarak Türkçeyle karşılaştırılmaması gerekir.
İngilizcede arzu ve dilek bildiren cümlelerde de Past Tense kullanılır.
Örnek: I wish I had remembered my camera. – Bu cümlede birinin kamerasını unuttuğunu ve “keşke unutmasaydım” dediğini görüyoruz.
İngilizcede Past Tense’in bir diğer kullanım alanı da şart ve koşul belirten cümlelerdir.
Örnek 1: You could pass the test if you studied harder! – Eğer daha sıkı çalışsaydın sınavı geçebilirdin!
Örnek 2: We would win if my brother was playing too. – Kardeşim de oynuyor olsaydı kazanabilirdik.
Kibarca soracağınız sorular ve yapacağınız isteklerde de Past Tense’i kullanabilirsiniz.
Örnek: Excuse me, I was wondering if you could help me. – Bu cümleye Türkçede bir karşılık bulmamız gerekirse “Pardon, merak ediyordum da acaba bana yardımcı olabilir miydiniz?” örneği uygun olacaktır.
Future (Tense)
İngilizcede gelecekte yapacağınız bir eylemden bahsederken temel olarak üç farklı şekilde cümle kurabilirsiniz.Örnek 1: I am going to play football tomorrow.
Örnek 2: I will play football tomorrow.
Örnek 3: I’m playing football tomorrow.
Tarih: 2020-12-30 17:10:27 Kategori: Yabancı Dil
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx